BAĞIRMA
BAĞIRMANA GEREK YOKGaripler Camii'nin devlet memuru müezzini sabahtan beri ara ara avazı çıktığı kadar bağırmaya devam ediyor.
Saat 10:00 civarında sâlâ için bağırıp durdu: "Cenazesi Ali Paşa Camiinden kaldırılacak, Belediye çalışan felanın annesi, bilmem kimin ebesi, ötekinin eşi felan filan..."
-"Bana ne kardeşim, ne diye bağırıp duruyorsun, her ölenin kim olduğunu bağırmak zorunda mısın?" "Ama maksat farklı; toplumun tepesinde durup memleketi mezarlığa çevirmek, ruhunu emmek, enerjisini tüketmek, aklını başından almak ve müflis/bitik egemenliğini sürdürmek..."
Söyleyip yazdığın zaman da "dini değerlere ve görevi başındaki devlet memuruna hakaretten 3 yıl hapsine, çocuklarının velayetinin alınmasına, seçme ve seçilme hakkının iptaline... bir sürü ceza tehdidi ve baskı"
Bu saçma sapan, sonu olmayan, zorlama, dayatma, baskıcı zorbalıklarınızın devam edebileceğini zannediyorsanız gerçekten dünyadan ve insanlıktan haberiniz yok demektir.
Yani hoca efendinin (şaşkın) sesinin tonundan anlıyorum asıl söylemek istediğini: "Kurtar bizi kardeşim, biz de bir bataklığa saplandık ki sorma gitsin, debelendikçe batıyoruz."
Evet, baştan beri bunu söylüyorum: "Ben Tokat'lıyım, burada doğdum ve doğduğum sokakta yaşıyorum / yaşamaya çalışıyorum. Dolayısıyla sizlere yardımcı olmak istiyorum, kurtarmak istiyorum sizi bu bataklıktan."
Memleketimin geri kalmasına, bağnaz / yobaz / korkutulmuş / bastırılmış yaşama zorlanmasına dayanamıyorum, zoruma gidiyor. İnsanımızın diğer şehir ve ülkelerde olduğu gibi aydın, müreffeh, huzurlu, gülümseyen, sevecen, kinden sıyrılmış, geleceğe ümitle bakan bireyler olmasını istiyorum. Bu, bana göre kutsal (doğa harikası, atalarımızın ilk gelip yerleştiği yer) şehir dincilik belasından kurtarılmalıdır. Size yardım etmek istiyorum. Bağırıp durmanıza gerek yok.
AKLINIZI VE KALAN VİCDANINIZI KULLANIN YETER