YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA
Yüce Türk Milleti AdınaDİNCİ DOMUZLAR NEDEN YÖNETİM BECERİSİ GÖSTEREMEZLER?
Vatandaşları kimliklerine göre ayırıp "bizden olanlar, olmayanlar, namaz kılanlar, kılmayanlar" diye muhatap alıp en basit bir GÜRÜLTÜ sorununu bile siyasileştiren zihniyetlerin tümü vatandaşlarına eziyetten başka bir şey yapamaz.
Her yönüyle zengin ve güzel ülkemizden en iyi biçimde yararlanması gereken her bir bireyi bu üşütük, aşağılık domuzlar yüzünden gece - gündüz acı çekmektedir.
Dinci domuzların dünyadan, bilimsel gelişmelerden, üniversiteden, akademiden, insanlık erdemlerinden, sanattan haberleri yoktur. Duvarlarla örülü çürük beyinlerinde osuruktan kurallar vardır. Bu "osuruktan kurallara uyan veya uymayan" diye insanları ayırırlar.
Komik olan dünyayı yönetme arzuları, nizam-alem zırvalarıdır. "Ula evladım sen vatandaşının en basit bir gürültü sorununu bile çözmekten acizsin, hangi dünyadan bahsediyorsun?"
Şunu söylerim: "Yönetim kademelerinde hangi yere gelirseniz gelin sizden bir cacık olmaz"
Yüce Türk Milleti 10.000 yıllık muhteşem geçmişinde sizin gibi üşütükleri çok görmüş ve tecrübelerle doludur. Benim açımdan bu acı günler de elbette geçecektir fakat birey olarak bana çektirdiğiniz bu kasıtlı eziyetin hesabı mutlaka ama mutlaka sorulacaktır. O acı dolu günlere hazır olsanız iyi edersiniz. Başınıza gelecek olan cezanın sorumlusu kendi yaptığınız haksızlıklar ve acımasız, kuru, katı, betonlaşmış, anlayışsız, ruhsuz, akıl yoksunu vicdanınızdır.
KAÇACAK, SAKLANACAK YERİNİZ YOKTUR. KENDİNİZDEN NEREYE KAÇACAKSINIZ
ALLAH HEPİNİZİN BELASINI VERSİN
SORUNUN KAYNAĞI (BUGÜN) DİNCİLİKTİR.
Sizin adliyede, belediyede, valilikte, emniyette kulaklarınız olduğu gibi benim de kulaklarım var. Size haber ve bilgi verildiği gibi bana da veriliyor.
Apartmanların orta yerinde fırınlara veya havalandırması 24 dışarı çalışan bir lokantaya ruhsat vermek için ya millet düşmanı olmalı veya sömürgecilerin ajanı filan... Savcılıkta bir kaç defa şahit olduğum bir ilginçlikten bahsedeyim bu defa: "Ama bir tek siz şikayetçisiniz, başka kimse şikayetçi değil" yalanını benim gibi tüm şikayetçilere söyleyerek vazgeçirmeye çalışıyorlar
"Bir de yırt gitsin", "At gitsin" yalanları var. Bütün yazılanlar günü gününe, adresi adresine kayıt altındadır ve günceldir. Aslında olup biten bir laboratuar çalışmasıdır ve dünyanın en pahalı işi labaratuar işletmektir. Ziraat mühendisinden, avukattan belediye başkanı yaparsanız olacağı budur.
Ülkenin başına musallat olan bela: "İmam Hatip okullarından sonra hukuk okuyun, siyasi bilgiler okuyun intikamımızı alın" diyebilecek kadar kültürümüze ve değerlerimize düşmandır çünkü İmam Hatip okulları Türk Kültürünün dibine yerleştirilmiş Arap dinamitleri dolayısıyla sömürücü, sömürgeci maşalarıdır. Bu yazının muhataplarının bir kısmının belki de çoğunun İmam Hatip okulu mezunu olması ayrı bir traji-komedidir.
Bir ülkeyi veya toplumu mahvetmek, akıl sağlığını bozmak, madenleri çalmak, emeğini emmek, çalışanlarının birikimlerini hüpletmek isterseniz oranın başına dincileri getirin yeter. En fazla on senede mahvederler. Buna güçleri yeter çünkü onların zihinsel işleyişleri böcek kadar dardır. Miniminnacık bir pencereden evrene bakarlar bir şey göremezler.
İmam Hatip okulu mezunlarından hukukcu, avukat, belediye başkanı, ruhsat memuru, asker, doktor, hakim, savcı,polis v.s. olamaz - O LA MAZ. Onların kısır/dar dünyaları bu sorunları ne anlamaya, ne de çözmeye yeterli değildir. Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren, milyonlarca insanın ölümüne sebep olan, yaşamı insanlara zindana çeviren bu üşütüklerdir.
Nasıl olur da apartmanların orta yerinde kalan bir işletmeye odunlu fırın işletme ruhsatı verebilirsiniz, nasıl olur da 24 saat çalışan bir havalandırma fan'ının konutlara doğru dışarda bulunmasına ruhsat verebilirsiniz? İşte böyle millet düşmanı, insanlıktan nasip almamış maşa olursanız, birileri sizin elinizle toplumu ve diğer toplumları imha etmek istiyorsa OLABİLİR
ALLAH HEPİNİZİN BELASINI VERSİN