ANLAYIN
ŞUNLARI ANLAYIN YETERUzun yılları kapsayan yazışmalar bütününde kanuna çağrı yapılırken, toplumsal travmalara neden olan bütün veriler burada verilmiştir. Türkiye'nin küçük bir ilinde olup bitenler bütün ülke için de geçerlidir. Toplum kesimlerini etnisiteleri, inançları, kültürleri, ilişki yumakları ile değerlendirdiğimizde şu acı gerçek ortaya çıkmaktadır: "Birlik beraberlikten anlaşılan, kendi dışındakilere karşı alabildiğine duyarsız, vicdansız, anlayışsız, kayıtsız davranıp kendi doğrularını dayatmak".
Yaşanabilir, sürdürülebilir olmadığı kesin bu anlayış yaşamları zindana çevirmektedir. Bütün doğru / olumlu istek ve çabalara rağmen binlerce sayfa yazının içinden kendi çürük zihniyetine uygun cümleler bulup yargılamak geriliğin, inadın ve cehaletin ürünüdür.
Devlet organizasyonu T.C. Nüfus cüzdanını taşıyan herkese eşit mesafede olmak zorundadır. Kayırmacılık, rüşvet, kanunsuzluk yozlaşmayı getirir ve böylesi bir yaşam herkes için cehennemdir. Karşıda duranların rahat olmadıklarını, en az benim çektiğim sıkıntıyı çektiklerini gayet iyi biliyorum.
Sorunlarla birlikte önerilerimi de naçizane geliştirdim. Yazılar bütününde günlük, haftalık hatta saatlik gelişmeler verdim. Betondan farksız duruşlar çözüm üretemez. Acı çekmeye devam edeceklerdir. Toplumu mahveden bu anlayışlar bir an önce terkedilmeli, kanuna dönülmelidir. "Allah'ın kanunundan başka kanun tanımayız" diyen kim olursa olsun delidir. Coğrafyamızda çekilen acıların temel sorumlusu "siyasi islam" denen zırvadır. Allah'ın hiç kimseye ve şeye ihtiyacı olmadığı gibi din adına konuşanların %99 yalan söyleyen cahil cühela, şaşkın, üşütük, vahşi, saldırgan, insanlıktan nasip almamış, değerlerimizden habersiz zavallılardır. Devlet organizasyonunun her ne için olursa olsun bunları desteklemesi, kollaması cinayettir, zulümdür.
Dünyanın heryerinde, her zaman kabul gören geçerli kanun şudur: "Komşunu rahatsız etme". Bunu anlamak ve uygulamak zor değildir fakat memur bozuntusu vicdansızlar, tırtıl kılıklı habisler, ne yaptığının farkında olmayan esir ruhlular, karnını doyurmaktan başka derdi olmayan geri yaratıklar suçun ortağı ve dolayısıyla cezalandırılmaları gereken yapılardır. Ben şikayetlerimden vazgeçmem, vazgeçemem. En az on yıllık günbe gün, saat ve saat biriken şikayetlerdir bunlar. Yani ömrümün dörtte birini çaldınız, hayatımı mahvettiniz, sağlığımla oynadınız sizi asla ve asla affetmeyeceğim. Hatta gelecek nesillere de vasiyet ettim. Bu karaktersizlerden mutlaka hesap sorun, din - iman söylemlerine inanmayın, sahtekardır bunlar, vicdansızdır bunlar, aşağılık yaratıklardır bunlar.
ÇAĞIMIZDA DİNCİLERİN LANETLENMESİNİN SEBEBİ
Ot yolmayı haram bilen budistleri bile zıvanadan çıkaran dinciler Nijerya'dan Doğu Türkistan'a kadar lanetlenmişlerdir. Yer altı, yer üstü zenginliklerle dolu bu coğrafya üzerinde yaşayan akıl yoksunu, hayallerle yaşayan, insanlıktan nasip almamış, tarihin en cahil halk yığınları ile doludur.
Hemen yanı başımda insan kıyafetinde dolaşan bu yaratıkların da o vahşilerden hiçbir farkı yoktur. Hayatları baştan sona yalan, zırva, osuruktan inançlarla doludur. "Biz böyle inanıyoruz" diye birbirlerini kandırıp dururlar. Doğruyu söyleyeni görünce de hep birlikte üzerine üşüşür ellerinden geleni yaparlar. Sonrada "alemlere rahmet, kurtuluş, son tamamlanmış din, kamil insanlık, nefis terbiyesi, adalet v.s." birbirinden komik saçmalıkları söyleyip, savunup dururlar bunun adına da din derler. Dini inançlara hakaretten dava açarlar, milyar dolar para harcayıp üşütükleri daha da delirtmek için gece gündüz çabalarlar çabalarlar çabalarlar.
Peki hayatta kalmaları mümkün müdür?
Bana sorarsanız zaten yaşamıyorlar. Bütün bu yığınların en küçük hayat belirtileri yoktur. Nefes alıp veren yaratıklardır çünkü vicdanlarını kaybetmişlerdir. Tanrı onları bu biçimiyle cezalandırmıştır. Siz, bu yazının muhatapları da büyük ihtimalle bu lanetin içindesiniz fakat farkında değilsiniz. Farkına varmanız için şunu yapın, televizyonda herhangi bir haber kanalını açın veya internetten on dakikacık turlayın. Göreceksiniz ki bugün yine binlercesi birbirini ya boğazlamış, ya varil bombaları ile öldürmüş, ya hayatı çekilmez kılmış, ya da anasından emdiği sütü burnundan getirmiştir. Oysa güzelim dünya doğasıyla, havasıyla, suyuyla ve diğer güzellikleriyle çok güzeldir fakat bu vahşiler hiçbirini görmezler, göremezler, duymazlar, duyamazlar çünkü lanetlenmişlerdir. Son peygamberin kutsal sahabeleri dediklerinden başlayan bu boğuşma, birbirini yok etme, gırtlaklama, cezalandırma bugün aynen sürmektedir. Tarihin her sayfasında yüzbinlerce masum insan bu üşütükler tarafından yok edilmiştir. Bütün bunlara da "kutsal ve son din" derler.
Dediğim gibi -bunu sadece ben söylemiyorum ve söylemedim, tarih boyu bütün masum, mazlum, çaresizler söylemiştir ve dolayısıyla lanetlenmişsinizdir.
ALLAH HEPİNİZİN BELASINI VERSİN, DAHA DA BETER OLUN